Açık kaynak kodlu yazılım, kapalı kaynak kodlu yazılım ve özgür yazlım nedir?
Açık kaynak kodlu yazılım, kapalı kaynak kodlu yazılım ve özgür yazlım nedir?
Açık ve Kapalı Kaynak Yazılımlar
Açık kaynak kodlu işletim sistemlerinin kodları yayınlanır ve kullanıcılar üstünde değişiklik yapabilir.Bu işletim sistemleri kar amacı gütmez. Ücretsiz dağıtılır.
=> Örnek: Linux, Android
=> Lisanslı işletim sistemlerinde program kodları gizli tutulur. Kullanıcılar yasal yollarla üstünde değişiklik yapamaz. Bu işletim sistemleri kar amacı güder. Ücretli dağıtılır yada hiç dağıtılmaz.
=> Örnek: Windows , Mac OS
=> Örnek: Linux, Android
=> Lisanslı işletim sistemlerinde program kodları gizli tutulur. Kullanıcılar yasal yollarla üstünde değişiklik yapamaz. Bu işletim sistemleri kar amacı güder. Ücretli dağıtılır yada hiç dağıtılmaz.
=> Örnek: Windows , Mac OS
Açık ve Kapalı Kaynak Yazılımlarının Avantajları ve Dezavantajları
KAPALI KAYNAK KODLU İŞLETİM SİSTEMLERİ KODLU İŞLETİM SİSTEMLERİ | AÇIK KAYNAK KODLU İŞLETİM SİSTEMLERİ (PARDUS Dahil) |
Microsoft Office | Openoffice |
MS Word | OO – Writer (Kelime İşlemci) |
MS Excel | OO – Calculator (Hesap Tablosu) |
MS Powerpoint | OO – Impress (Sunum) |
MS Access | OO – Database |
MS Internet Explorer | Mozilla Firefox |
MS Outlook | Konqueror |
MS Outlook Express | Kontact, KOffice |
MSN Messenger | Mozilla Thunderbird |
Yahoo Messenger | Kopete, Gaim, aMSN |
ICQ | Kopete, Gaim |
Adobe Acrobat Reader | KpdfAdobe Sitesi’nden Linux sürümü |
Writer | Kate |
Nero | Kwrite |
Adobe Photoshop | K3b |
MS PublisherAdobe In DesignQuark Xpress | Gimp |
Media Player | Scribus |
AÇIK VE KAPALI KAYNAK YAZILIMLARIN AVANTAJLARI
Kodlar herkese açık olduğu için kullanıcı kendi isteğine göre değiştirip geliştirebilir.Yani yazılımı özgürce değiştirme hakkı verir. | Grafik kullanan uygulamaların daha performanslı çalışmasını sağlar. |
Geliştirdiğimiz yazılımı satıp maddi kazanç elde edebiliriz. | bilgisayarımızın daha hızlı çalışmasını ve uygulamaların daha hızlı çalışmasını sağlar. |
Ücretsiz olması en büyük avantajdır. | Görsel yönden gelişmiştir. |
Virüs yok denecek kadar azdır. | Kullanımı kolaydır. |
İhtiyaç duyduğu donanı açısından da çok ucuzdur | Kodlar kapalı olduğu için güvenilirdir |
AÇIK VE KAPALI KAYNAK YAZILIMLARIN DEZAVANTAJ
Çok kapsamlı testlerden geçmemiş olması her an bir güvenlik oluşma ihtimali vardır. | Kodları kapalı olduğu için gelişime izin verilmiyor.Kullanıcın gelişimi izin verildiği ölçüde mümkündür.Yani tüketici hep tüketici olarak kalıyor.Üretici olmasına izin verilmiyor. |
Henüz tüm ihtiyaçlara tam olarak cevap verememesi bir çok kullanıcının bu tarz işletim sistemlerine güvenini azaltmıştır | Ücretlidir. |
Tecrübeli olmayanlar için kullanımı zordur. | Sistem çalışırken arka planda kullanıcıdan gizli işlemler gerçekleşebilir. |
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Açık Kaynak ve Kapalı Kaynak Kodlu Yazılımlar


Açık Kaynak Kodlu Yazılım
Açık kaynak kodlu yazılım, kaynak kodu isteyen herkese açık olan yazılımlardır. Bu tür yazılımların ayırt edici özelliği kullanıcıya yazılımı değiştirme özgürlüğü sağlamasıdır.Ücretsiz olup, açık kodlu olduğundan dolayı herkes tarafından geliştirilebilir. Açık kaynak kodlu yazılımlar;
– uyarlanabilir,
– sağlam,
– hızlı,
– güvenlidir,
– yeni bir yazılım üretme biçimi, yeni iş modelleri sunmaktadır.
En iyi bilinen açık kaynak kodlu yazılımlar; Linux, Open Office, GNU, Debian‘dır.Açık kaynaklı yazılımlar; cep telefonu, saat gibi gömülü sistemlerden, süper bilgisayarlara, ev kullanıcılarından KOBİ’lere, kamu kurumlarından her türden okullara, tüm kurum ve bireylerin rahatça kullanabileceği, gereksinimlere göre basitleştirilebilen, sağlamlaştırılabilen, güçlendirilebilen yazılımlardır.
Kapalı Kaynak Kodlu Yazılım
Kullanılan birçok kapalı kaynak sistemleri vardır. Microsoft Windows ve Apple OS X işletim sistemleri kapalı kaynak, ve her iki platformda kişisel, sunucu ve mobil dahil olmak üzere bilgisayar bağlamlarda, çeşitli yazılım sağlarlar. Açık kaynak alternatifleri artıyor olmasına rağmen, kişisel bilgisayarlar, özellikle masaüstü bilgisayarlar, üzerinde en çok kullanılan işletim sistemleri, kapalı kaynak olma eğilimindedir.Geliştirilme şansı yoktur, ücretlidir.
Farklılıklar
Kaynak koduna erişim olması; açık ve kapalı kaynak sistemleri arasındaki tek fark değildir. Kapalı kaynak kodlu işletim sistemleri genellikle şirketler tarafından geliştirilen ve sadece organizasyon içinde insanlar tarafından üzerinde çalışmış olsa da, açık kaynak sistemleri geniş topluluklar tarafından geliştirilen olma eğilimindedir. Açık kaynak programları görebilir koduna sahip olduğundan, yazılım kullanıcıların ve tüketicilerin hataları tanımlamak ve hatta bunları düzeltmek mümkün. Bu nedenle, açık kaynak sistemleri genellikle daha düzenli kapalı kaynak kodlu sistemlere göre güncellenir.Açık kaynak kod yazılımlar, her alanda çözümler sunarak, kapalı kod yazılımlara karşı tüketiciye seçenekler sunmaktadır.
Açık Kaynak Neden Daha Güvenli?
Açık kaynak yazılım (open-source software) veya açık kaynak kodlu yazılım, kaynak kodu isteyen herkese açık olan yazılımlardır. Bu tür yazılımların ayırt edici özelliği kullanıcıya değiştirme özgürlüğü sağlamasıdır. Açık kaynak kodlu yazılımlar, uyarlanabilir, sağlam, hızlı ve güvenlidir. Açık kaynak kod dünyası, yeni bir yazılım üretme biçimi, yeni iş modelleri sunmaktadır. Programcılar yazılımları geliştirirken kullandıkları programlama dilleriyle kaynak dosyaları oluştururlar. Daha sonra derlemeli dillerde (C, C++, Java, Pascal) bu dosyayı derleyerek çalıştırılabilir hale çevirirler. Açık kaynaklı yazılım savunucuları her üretilen ve dağıtılan programla birlikte kaynak kodunun da dağıtılmasını savunurlar. Bu sayede geliştirme esnasında ve ilerde yeni sürümlerin ortaya çıkması esnasında daha çok sayıda gözün süzgecinden geçmiş daha kaliteli bir yazılım çıktığını düşünürler. En iyi bilinen açık kaynak kodlu yazılımlar: Ø Linux, Ø Open Office, Ø GNU, Ø Debian'dır.
Bilgisayar güvenliği için sayılabilecek pek çok önlem arasında en önemlisi hiç şüphesiz açık kaynak yazılım kullanmak. Eğer açık kaynak bir işletim sistemi ve üzerinde de mümkün olduğunca açık kaynak yazılım kullanmıyorsanız, alacağınız diğer önlemlerin sizi nereye kadar koruyacağı bir hayli tartışmalı hale gelir.
Eğer kaynak kodları kapalı bir yazılım kullanıyorsanız, yazılımın sıradan işlevinin dışında, arka planda ne yaptığını bilmeniz doğal olarak mümkün değil. Yazılımın içine size zarar verebilecek, bilgilerinizi çalıp başka bir yere gönderebilecek, yazılım üzerinde hakimiyet kurmanızı engelleyecek kodlar ve algoritmaların eklenip eklenmediğinin garantisini kimse veremez. Böyle durumlar halihazırda zaten yaşanmakta. Pek çok kapalı kaynak kodlu yazılımın içinde bulunan kodlar sayesinde belirli bir süre sonunda yazılımın lisans süresi sona ermekte ve sizi yeni lisans satın almaya zorlamakta.
Linux'ta ise açık kaynak yazılımlar kullandığımız için böyle bir durum mümkün değil. Yine GPL, BSD gibi lisanslara sahip olmayan açık kaynak yazılımlar olsa bile bunların içinde bu tür komutlar bulundurulamıyor.
Başka bir örnek verecek olursak, yine kaynak kodu kapalı yazılımlarda, yazılımın üreticisi bir güncelleme ile elinizdeki yazılıma müdahale edebiliyor ve siz de bunun farkında olmuyorsunuz. Geçtiğimiz yıllarda Çin'de, korsan Windows kullanan pek çok insanın bilgisayarında bir güncelleme sonucu bilgisayarları her açıldığında ekranda kısa süreliğine de olsa bir bug görünüyordu. Microsoft, böylece korsan Windows kullanıcılarının önünü bir güncelleme ile kesmeye çalışmıştı. Tabii, ne Windows'un ne de söz konusu güncellemenin kaynak kodları bilinmediği için kurulmuştu. Bu belki korsana karşı bir önlemdi ama başka amaçlar için de aynı şeyin yapılmayacağını /yapılmadığını nereden bilebiliriz?
Bir örnek daha verelim: Windows 7 ilk çıktığında “Windows 7'ye arka kapılar (backdoor) eklendiği ve kullanıcının bilgilerini gizlice Microsoft'a gönderdiği” iddiası ortaya atıldı. Microsoft ise böyle bir şeyin olmadığını belirtti. Elbette kaynak kodları bilinmeden, elde bir kanıt olmadan böyle iddiaları ortaya atmak iftira atmaktan başka bir şey olamaz belki fakat yine de bu iddiaların gerçek olmadığını, kaynak kodlarını göremediğimiz için kanıtlayamıyoruz. Microsoft, kaynak kodlarını göstermediği sürece bundan emin olamayız, sadece şirketin sözüne inanarak hareket edebiliriz. Şirketin sözüne güvenip güvenmemek ise kullanıcının kendi tercihine kalmıştır.
Sadece Windows'tan örnek vermiş olsak da bu durumun sadece Microsoft'un ürettiği yazılımlarla sınırlı olduğunu söyleyemeyiz. Bütün kapalı kodlu yazılımlar için aynı derecede şüphelenmemiz gerekiyor. Bu yazılımları geliştirenlerin bu şüphelerin bir temelinin olmadığını kanıtlamaları için kodları göstermekten başka bilinen bir yolları yok. Çünkü bu durum biraz yediğiniz pastaya benziyor. Satın aldığınız pastanın tadına ve görünümüne bakarak içindeki hangi malzemelerin bulunduğunu ve bu pastanın ne şekilde yapıldığını sadece tahmin edebilirsiniz, tarifi bilmezsiniz. Açık kaynak yazılımları ise tarifiyle birlikte dağıtılan bir pasta gibi düşünebilir, ne şekilde yapıldığını ve hangi malzemelerin kullanıldığını görebilir, içinde sağlığınıza zararlı bir şeyin bulunmadığına emin olabilir, aynısını ya da farklı biçimlerini evde deneyebilirsiniz.
Bu nedenle açık kaynak işletim sistemi ve diğer yazılımları kullanarak sistemin sizi arkadan vurmadığını kendiniz görebilirsiniz. Eğer kaynak kodlardan bir şey anlamıyorsanız bu sorun değil, dünyanın dört bir yanındaki binlerce yazılım geliştiricisi bu kodları anlıyor. Diyelim ki birisi Linux'ta kullanıcıya zarar verecek bir kod ekledi, hiç sorun değil. Dünyanın her yerindeki yazılım geliştiricileri bunu görüp, “Neden ekledin bu kodu, senin derdin ne?” diye sorabilir. Söz konusu durum hemen düzeltilebilir. Örneğin, geçtiğimiz yıllarda Mozilla Firefox'un Vietnam dilindeki sürümünün içine zararlı yazılım eklendiği fark edildi. Eğer Mozilla Firefox, kapalı kaynak bir yazılım olsaydı bunu kimse fark edemeyecek ve sadece bunu yapan kişi bilecek, yazılımı kullanan insanlar bundan zarar göreceklerdi. Fakat Mozilla Firefox, açık kaynak olduğu için durum hemen fark edildi ve sorun düzeltildi..
Eğer kaynak kodları kapalı bir yazılım kullanıyorsanız, yazılımın sıradan işlevinin dışında, arka planda ne yaptığını bilmeniz doğal olarak mümkün değil. Yazılımın içine size zarar verebilecek, bilgilerinizi çalıp başka bir yere gönderebilecek, yazılım üzerinde hakimiyet kurmanızı engelleyecek kodlar ve algoritmaların eklenip eklenmediğinin garantisini kimse veremez. Böyle durumlar halihazırda zaten yaşanmakta. Pek çok kapalı kaynak kodlu yazılımın içinde bulunan kodlar sayesinde belirli bir süre sonunda yazılımın lisans süresi sona ermekte ve sizi yeni lisans satın almaya zorlamakta.
Linux'ta ise açık kaynak yazılımlar kullandığımız için böyle bir durum mümkün değil. Yine GPL, BSD gibi lisanslara sahip olmayan açık kaynak yazılımlar olsa bile bunların içinde bu tür komutlar bulundurulamıyor.
Başka bir örnek verecek olursak, yine kaynak kodu kapalı yazılımlarda, yazılımın üreticisi bir güncelleme ile elinizdeki yazılıma müdahale edebiliyor ve siz de bunun farkında olmuyorsunuz. Geçtiğimiz yıllarda Çin'de, korsan Windows kullanan pek çok insanın bilgisayarında bir güncelleme sonucu bilgisayarları her açıldığında ekranda kısa süreliğine de olsa bir bug görünüyordu. Microsoft, böylece korsan Windows kullanıcılarının önünü bir güncelleme ile kesmeye çalışmıştı. Tabii, ne Windows'un ne de söz konusu güncellemenin kaynak kodları bilinmediği için kurulmuştu. Bu belki korsana karşı bir önlemdi ama başka amaçlar için de aynı şeyin yapılmayacağını /yapılmadığını nereden bilebiliriz?
Bir örnek daha verelim: Windows 7 ilk çıktığında “Windows 7'ye arka kapılar (backdoor) eklendiği ve kullanıcının bilgilerini gizlice Microsoft'a gönderdiği” iddiası ortaya atıldı. Microsoft ise böyle bir şeyin olmadığını belirtti. Elbette kaynak kodları bilinmeden, elde bir kanıt olmadan böyle iddiaları ortaya atmak iftira atmaktan başka bir şey olamaz belki fakat yine de bu iddiaların gerçek olmadığını, kaynak kodlarını göremediğimiz için kanıtlayamıyoruz. Microsoft, kaynak kodlarını göstermediği sürece bundan emin olamayız, sadece şirketin sözüne inanarak hareket edebiliriz. Şirketin sözüne güvenip güvenmemek ise kullanıcının kendi tercihine kalmıştır.
Sadece Windows'tan örnek vermiş olsak da bu durumun sadece Microsoft'un ürettiği yazılımlarla sınırlı olduğunu söyleyemeyiz. Bütün kapalı kodlu yazılımlar için aynı derecede şüphelenmemiz gerekiyor. Bu yazılımları geliştirenlerin bu şüphelerin bir temelinin olmadığını kanıtlamaları için kodları göstermekten başka bilinen bir yolları yok. Çünkü bu durum biraz yediğiniz pastaya benziyor. Satın aldığınız pastanın tadına ve görünümüne bakarak içindeki hangi malzemelerin bulunduğunu ve bu pastanın ne şekilde yapıldığını sadece tahmin edebilirsiniz, tarifi bilmezsiniz. Açık kaynak yazılımları ise tarifiyle birlikte dağıtılan bir pasta gibi düşünebilir, ne şekilde yapıldığını ve hangi malzemelerin kullanıldığını görebilir, içinde sağlığınıza zararlı bir şeyin bulunmadığına emin olabilir, aynısını ya da farklı biçimlerini evde deneyebilirsiniz.
Bu nedenle açık kaynak işletim sistemi ve diğer yazılımları kullanarak sistemin sizi arkadan vurmadığını kendiniz görebilirsiniz. Eğer kaynak kodlardan bir şey anlamıyorsanız bu sorun değil, dünyanın dört bir yanındaki binlerce yazılım geliştiricisi bu kodları anlıyor. Diyelim ki birisi Linux'ta kullanıcıya zarar verecek bir kod ekledi, hiç sorun değil. Dünyanın her yerindeki yazılım geliştiricileri bunu görüp, “Neden ekledin bu kodu, senin derdin ne?” diye sorabilir. Söz konusu durum hemen düzeltilebilir. Örneğin, geçtiğimiz yıllarda Mozilla Firefox'un Vietnam dilindeki sürümünün içine zararlı yazılım eklendiği fark edildi. Eğer Mozilla Firefox, kapalı kaynak bir yazılım olsaydı bunu kimse fark edemeyecek ve sadece bunu yapan kişi bilecek, yazılımı kullanan insanlar bundan zarar göreceklerdi. Fakat Mozilla Firefox, açık kaynak olduğu için durum hemen fark edildi ve sorun düzeltildi..
Açık Kaynak Kodlu Yazılım Nedir?
Bazı ev kullanıcıları, bilgisayar korsanları ve meraklılar çoktan Linux ya da başka bir açık kaynak kodlu yazılıma geçerken, kurumsal kullanıcılar bu konuda biraz daha çekingen davranıyorlar. Açık kaynak kodlu yazılım tam olarak nedir? Lisanslama ve teknik destek konusunda bilinmesi gereken önemli noktalar nelerdir? Bu yazıda bu ve bunun gibi pek çok soruya cevap bulacaksınız.
Kapalı Kaynak Kodlu Yazılım Nedir?
Kapalı kaynak, kaynak kodu açıklanmamış bilgisayar programları için kullanılan genel bir tabirdir.
Bilgisayar yazılımlarını oluştururken kullanılan kod bütününe kaynak kodu denir. Genellikle bu kod, programın içinde gizlenmiş durumdadır. Programcılar eğer bu kodu paylaşmak istemezlerse kodu saklarlar. Bu tür yazılımlara kapalı kaynak kodlu yazılımlar denir. Kapalı kaynak kodlu yazılımlar, çoğunlukla paylaşma, değiştirme ve tersine mühendislik gibi işlemlere izin vermeyen lisanslara sahiptir.Açık kaynak kodlu yazılımın ne demek olduğunu anlamak için, öncelikle bilindik kapalı kaynak kodlu yazılımların nasıl çalıştığını incelemeliyiz. Mutlaka Windows XP, Office XP yada Adobe Photoshop ya da benzeri bir program kullanmışsınızdır. Bunların hepsi kapalı kaynak kodlu yazılımlara örnek.
Bütün bildiğiniz programlar başlangıçta yazıdan oluşan bir kaynak koduna sahiptirler. Onlarca, belki de yüzlerce bilgisayar programcısı bu kaynak kodunu yazıp sonra da daha hızlı çalışan makina dili ya da ikili (binary) sürüm haline getirmek için bu kodları derlerler (compile). Bu ikili dosyalar Windows XP ya da Office XP aldığınızda size verilen CD’lerde bulunur.
Bu işlemi fırından ekmek almaya benzetebilirsiniz. Fırıncı çeşitli hamur işi yiyecekler için tariflere sahiptir. Siz fırına girer belli bir ücret öder ve istediğiniz ürünü alırsınız. Fakat aldığınız şey ekmektir kesinlikle tarif yanında gelmez.
Açık Kaynak Kodu Nedir?
Açık kaynak, bir bilgisayar yazılımının makina diline dönüştürülüp kullanımından önceki, programcılar tarafından okunur, anlaşılır, yeni amaçlara uygun değiştirilebilir hâlinin gizli tutulmayıp açık, yani okunabilir hâlde kamuyla paylaşılıyor olmasına verilen isimdir.
Tekrar fırın örneğimize dönelim. Ekmek alırken fırıncının size birde tarif verdiğini düşünün – Açık Kaynak Kodlu yazılımla durum tam bu şekilde oluyor. Asıl kaynak kodunu almanın yanında bunun üstünde değişiklik yapma hakkına da sahip oluyorsunuz. Ek olarak ürününüzü satabilirsiniz fakat kaynak kodunu açık olarak vermeniz şartıyla. Böylece başka biri de sizin programınızı değiştirebiliyor.
Açık Kaynak Kodlu yazılımların her zaman bedava olması gerekiyormuş gibi yanlış bir anlama var. Genellikle bedava (free) kelimesi, kodu görüp değiştirebilirsiniz anlamında kullanılıyor. Programları internetten bedavaya indirebileceğiniz gibi bazı insanlar kutulu ürünle birlikte CD, kullanım kitapları ve teknik destek almayı seçiyorlar. Kutulu ürün almak, hızlı internet bağlantısı olmayanların sorunlarına çözüm bulma sıkıntısıdan ve teknik destekten yararlanabilecek olmanın verdiği rahatlığı tatmak için tercih ediliyor.
Lisans Masrafları
BİREYSEL KULLANICILAR
Masraflar son kullanıcılardan saklandığı için, bireysel kullanıcıların yazılım lisans masraflarından korkmalarına gerek yok. Örneğin bugünlerde yeni bir Dell marka bilgisayar aldığınızda %100 ihtimalle Windows XP önceden yüklenmiş olarak gelecek. Lisans masrafı fiyatın içine dahil edilmiş olduğundan, çoğu kullanıcı zorunlu “Microsoft Vergisinden” haberdar değil. Eğer sisteminizi biçimlendirip (format) bir daha Windows kullanmasanız da, gizli lisans ücretini ödemek zorunda bırakılıyorsunuz.
KURUMSAL KULLANICILAR
İş yerleri açısından baktığımızda lisanslama ve buna bağlı olan masraflar çok daha karmaşık bir hal alıyor. Sırf lisanslama kurallarına uymak için tam zamanlı eleman çalıştıran büyük firmalar var. Eğer bir ev kullanıcısıysanız basit bir lisanslama işinin neden bu kadar büyütüldüğüne bir anlam vermezsiniz. Olayın daha derinine bakalım.
Her hangi bir ofiste çalışan bir PC’yi ele alalım. Bu bilgisayar satın alındığında, büyük ihtimalle Windows ve bu yazılım için olan hologramlı lisansıyla birlikte gelecektir. Lisans kurallarıyla uyumluluğu sağlamak için ne kadar bilgisayarınız varsa o kadar hologramlı lisansınız olması gerekiyor. Örnek vermek gerekirse, on adet dizüstü bilgisayarınız varsa ve buna karşılık on adet de Windows XP hologramlı lisansınız varsa sorun yok demektir.
Peki bu bilgisayarları yükseltmek (upgrade) yada yenilemek isterseniz ne olacak? Microsoft, genellikle bu işler için, yeni bir yazılım ve ona uygun hologramla gelen, yükseltme lisansı sunuyor. Bu yeni hologramı kullanabilmeniz için eski hologramlarınızın da elinizde duruyor olması gerekli. Şimdiye kadar çok karmaşık olduğu söylenemez, fakat olaya birde sunucu tarafından bakalım.
Tabii ki sunucu lisansıyla birlikte gelen sunucu işletim sistemini satın almanız gerekiyor. Örnek olarak Windows 2003 Server’a bakacak olursak, CDW.com’da 689$ civarı bir fiyata sahip. Bir sunucu, kendine bağlanan bilgisayarlar olmadan pek bir işe yaramaz ve bu bağlantılar için de lisans almanız gerekiyor. Bunlara Client Access Licences (İstemci Erişim Lisansı) ya da CAL deniyor.
Her bir CAL yaklaşık olarak 27$ gibi bir fiyata lisanslanır ve bu parayı istemci bilgisayarın işletim sisteminin üstüne ödemeniz gerekir. Yani Windows XP Pro için ödediğiniz 270$’ın üstüne ek olarak, şirketin sunucusuna bağlanmanız için 27$ daha vermelisiniz. Bütün bunlardan başka, lisans kurallarına uyumlu olmanız için bütün bu hologramları da saklamanız gerekiyor.
Bu lisans fiyatları, eğer büyük bir firmaysanız ciddi anlamda düşürülebiliyor. Microsoft ve diğer yazılım firmaları çoklu lisanslamalar için özel seçenekler sunuyorlar. Ayrıca eğitim kurumları Microsoft yazılımlarını ucuza alabiliyorlar (nispeten ucuza).
Açık Kaynak Kodlu Yazılımlar İçin Lisans Masrafları
Açık kaynak kodlu yazılımlarla lisans masraflarını sıfıra indirebilirsiniz. Gentoo, Slackware ya da Fedora gibi linux dağıtımlarını yüklemek için yapmanız gereken sadece internetten indirmek, CD’ye yazmak ve kurmak. Eğer bir kurum teknik açıdan yeterliyse, açık kaynak kodlu yazılımlara geçmekle hem zaman açısından hem de para açısından inanılmaz kazanç sağlayabilir.
Yakın zamanda, Linux dağıtımlarının teknik destek ve bakım anlaşmaları sunması konusunda bir patlama yaşadık. Bazı durumlarda parasal açıdan olan masraflar Windows’unkine benzeyebiliyor. Örnek olarak, bakım anlaşması içinde ve beş iş istasyonu için olan SUSE Linux masaüstü dağıtımı 598$. SUSE Enterprise Sever 8 bir senelik destek anlaşmasıyla 999$.
Teknik Destek
Kapalı kaynak kodlu yazılımı savunanlar genellikle, açık kaynak kodlu yazılımların teknik desteğinin zor bulunduğunu söylerler. Hiç bir şey ortada olan gerçekleri değiştiremez. Eğer SUSE ya da Red Hat gibi bir linux işletim sistemi aldıysanız, aynı Windows aldığınızda olduğu gibi size destek alabileceğiniz eposta/telefon numaraları veriliyor.
Bir başka iddia ise, Açık kaynak kodlu yazılımların destek belgeleri, internet üzerinde yayılmış bir halde bulunduğu ve bunların ortak bir yerde toplanmadığıdır. Buna karşılık Windows’un TechNet bilgi bankasında teknik destek belgeleri bir yerde toplanmış durumda, fakat genelde tam değiller. Sorununuzla ilgili mantıklı kelimelerle yapacağınız Google araması genellikle bütün sorunlarınıza çözüm olacaktır, Windows ya da Linux fark etmez.
Bazı firmalar yazılımlarının sınırlarını zorlarlar. Windows’la çalışan bir saha danışmanı olarak, TechNet’te can sıkıcı “Böyle bir sorun olduğunu biliyoruz, fakat henüz çözümü yok.” mesajlarıyla çok karşılaştım. Outlook 2002 PST’sinin 2 GB’lik dosya boyutu sınırı bunun en güzel örneklerinden biri. PST dosyası bütün Outlook bilgilerinizi içinde barındırır ve siz e-posta alıp gönderdikçe hızlı bir şekilde büyür. Bütün yazışmalarını, PST dosyası en sonunda patlayana kadar saklayan pek çok kullanıcı var. Bu konuda bazı çalışmalar yapıldı ama hiç bir zaman kesin çözüm yaratılamadı. Outlook kapalı kaynak kodlu bir yazılım olduğundan sorunu çözmek için üreticiyi beklemekten başka bir şansımızda ne yazık ki yok.
Açık kaynak kodlu yazılımları, satın aldığınızda gelen ilk sınırlarının ötesine zorlayabilirsiniz. Eğer Outlook açık kaynak kodlu bir yazılım olsaydı, 2 GB dosya boyutu sınırı sorununu Microsoft’u beklemeden çözebilecektik. Kaynak kodu sizin onu değiştirebilirsiniz. Tabii ki bu işlem size bir miktar masraf çıkaracaktır fakat en azından sınırlarınızı kendiniz koyabilirsiniz.
Sonuç
Açık kaynak kodlu yazılımlara geçmek bazı firmalar açısından çekici olabilir. Lisans işleriyle uğraşmak zorunda olmayan IT elemanları daha önemli işler yapmak için zaman bulabilirler. Bazı durumlarda bilgili teknik elemanlar sayesinde lisans masraflarını sıfıra bile indirebilirsiniz.
Kurumsal teknik destek ya da bakım anlaşması isteyen firmalar ise, SUSE ve Red Hat gibi ticari Linux dağıtımlarından yararlanabilirler. Son olarak, kaynak kodunu incelemek ve değiştirmek, açık kaynak kodlu yazılımlara geçmek için en iyi nedenlerden biri. Yazılım üreticisinin sorunu çözmesini beklemek zorunda değilsiniz, doğrudan kendi çözümünüzü kendiniz yaratabilirsiniz!
Kaynak : BiLTeC’den alınmış olup tomshar
Açık ve Kapalı Kaynak Kodlu Yazılımların Avantaj ve Dezavantajları
Açık Kaynak Kodlu Yazılım
1)Kaynak kodu isteyen herkese açık olan yazılımdır.
2)Bu yazılımın en büyük avantajlarından biri kullanıcıya yazılımı değiştirme ve geliştirebilme imkanı tanımasıdır.
3)Açık kaynak kodlu yazılım uyarlanabilir , hızlı , sağlam ve güvenilirdir.
4)Güvenilirdir.Çünkü kaynak kodunun herkese açık olması kodu yazan kişilerin daha özenli olmasına neden olmuştur.
5)Bir diğer avantajı sistem çalışırken arka planda kullanıcıdan gizli işlemlerin gerçekleşmemesidir.
6)Düşük maliyete sahiptir.
7)Açık kaynak kodlu yazılım devamlıdır. Yani bu kodu yazan kişiler geliştirmeyi veya yazmayı bırakırsa bir başka kişi onun bıraktığı yerden kodu geliştirmeye devam edebilir.
8)Bu kod esnek bir yapıya sahiptir. Bu özelliği ile her kullanıcı kodu kendi ihtiyacına göre değiştirebilir ve geliştirebilir.
9)Bu yazılımın kodları açık olduğundan herhangi bir hata durumunda düzeltmek ve güncellemek mümkündür.
10)Bu yazılımlardan bazıları şunlardır; Linux , Open Office , GNU , Debian , Ubuntu , Open SUSE…
11)Dezavantajına Linux işletim sistemiyle örnek verirsek; Linux bir çok kişi tarafından kullanılan bir işletim sistemidir. Linux’a herkesin serbest ve kolay bir şekilde ulaşması insanların bu işletim sistemine güvenmemesine neden olmuştur. Linux’u geliştiren kişilerin ticari kaygı gütmemesi bazı ticari yazılımların linux üzerinde gelişmemesine neden olmuştur.
Kapalı Kaynak Kodlu Yazılım
1)Adından da anlaşılacağı gibi kaynak kodunu göstermeyen yazılımdır.
2)Bu yazılımı geliştirmek sadece sahibinin elindedir. Yani kullanıcılar bu yazılımı beğenmediği durumlarda değiştirme imkanı yokyur.Bu yüzden esnek değildir.
3)Dezavantajlarından biri kodu kapalı olduğundan kullanıcı tarafından bazı hataları tanımlamak mümkün değildir.
4)Kodunun kapalı olması güvenlik açısından sorun oluşturmaktadır.Yani insanlar içeriğini bilmediği bir yazılım kullanmaktadır.Tıpkı hazır aldığımız bir yiyiceğin içinde ne olduğunu bilmeden tükettiğimiz gibi.
5)Avantajlarıdan biri rekabet riskini en aza indirmiş olmasıdır.
6)Bu yazılımların bazıları şunlardır ; Media Player , Photoshop…
Yorumlar
Yorum Gönder